7.Sınıf Din Kültürü 2.Ünite Hac ve Kurban

7.Sınıf Din Kültürü 2.Ünite Hac ve Kurban
26 Kasım 2024 00:50
90
A+
A-

KİTAP ÇEKİLİŞLERİNİN YAPILACAĞI GRUBUMUZA KATILMAK İÇİN TIKLAYINIZ

 

7.SINIF TÜM DERSLERİN PAYLAŞILDIĞI WHATSAPP GRUBU İÇİN TIKLAYINIZ

Neler Öğreneceğiz?

  1. İslam’da Hac İbadeti ve Önemi
  2. Haccın Yapılışı
  3. Umre ve Önemi
  4. Kurban İbadeti ve Önemi
  5. Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. İsmail (a.s.)
  6. Bir Ayet Tanıyorum: En’am Suresi, 162. Ayet ve Anlamı

Hac İbadetinin Önemi

Hac, dinimize göre zengin sayılan Müslümanların yılın belli günlerinde ibadet niyetiyle ihrama girerek vakfe yapıp Kâbe’yi tavaf etmesine denir. Bu konuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “…Yoluna gücü yetenlerin Kâbe’yi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır…” (Âl-i İmrân suresi, 97. ayet.) Peygamberimiz Hz. Muhammed de (s.a.v.); “Ey inananlar, Allah size haccı farz kılmıştır. O halde haccediniz.” (Müslim, Hac, 412.) buyurarak haccın farz olduğunu belirtmiştir.

Haccın Yapılışı

Hac ibadeti için ilk önce Mekke’nin çevresindeki mikat sınırlarında ihrama girilir.

Bayramdan bir gün önce (arefe günü) Arafat’a çıkılır. Burada Allah’tan (c.c.) af dilenir

ve dua edilir. Güneş battıktan sonra Müzdelife’ye geçerek burada sabah namazına kadar Müzdelife vakfesi yapılır ve şeytan taşlamak için taş toplanır. Müzdelife’de sabah namazı kılındıktan sonra Mina’ya hareket edilir. Bayramın birinci günü sabahı Mina’da şeytan taşlanır ve kurban kesilir. Burada tıraş olunur ve ihramdan çıkılır. Daha sonra farz olan ziyaret tavafı yapılır ve hemen ardından sa’y ibadeti yerine getirilir. Bayramın diğer günlerinde de Mina’da şeytan taşlanır. Hac ibadetini yerine getiren Müslümanlar,

Mekke’den ayrılmadan önce son bir kez Kâbe’yi tavaf eder. Bu son tavafa da VedaTavafı adı verilir.

Hac ibadetinin yapılışını daha iyi anlayabilmek için; ihram, şavt, tavaf, sa’y, vakfe

kavramlarını ve haccın yapıldığı mekânları -Kâbe, Safa Merve, Mina, Müzdelife, Arafat- bilmeliyiz.

İhram, hac ve umre ibadeti yerine getirilirken başka zamanlarda yapılmasında

sakınca olmayan bazı davranışların belli bir süre için yasak olması demektir.

Tavaf, Kâbe’nin güneydoğu köşesnde bulunan Hacerülesved’in hizasından başlayarak Kâbe’nin etrafında yedi kez dönmektir. Her bir dönüşe şavt denir.

Sa’y, Mekke’de bulunan Safa ve Merve tepeleri arasında yedi defa gidip gelmektir.

Vakfe, arife günü öğle vaktinden bayram sabahına kadar, bir süre Arafat’ta bulunmaktır.

Kâbe, Allah’a (c.c.) ibadet etmek için yapılan yeryüzündeki ilk mabettir.

Arafat, Mekke’de bulunan ve arife günü tüm hacı adaylarının toplandığı alandır.

Mina, Kurban Bayramı’nda kurban kesilen ve şeytan taşlanan yerdir.

Müzdelife, Arafat ile Mina arasında yer alan bölümdür.

Umre ve Önemi

Umre, hac mevsiminin dışında istenilen bir vakitte ihrama girip tavaf ve sa’y ibadetini yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkarak yapılan bir ibadettir.

Umre sünnet bir ibadettir. Umrenin şartı ikidir. İhrama girmek ve Kâbe’yi tavaf

etmek. Umrede vakfe, şeytan taşlama ve kurban kesme yoktur.

Kurban İbadetinin Önemi

Kurban, Allah’a (c.c.) yakınlaşmak ve O’nun rızasını kazanmak amacıyla belirli

bir zamanda uygun nitelikte bir hayvanı ibadet amacıyla kesmek demektir. Kesilen bu

hayvana da kurban adı verilir. Kurban kesmenin zamanı, bayram namazından sonra

başlar ve bayramın üçüncü gününe kadar devam eder. Kurban; akıllı, ergenlik çağına

gelmiş ve zengin olan Müslümanın yükümlü olduğu bir ibadettir.

Kur’an-ı Kerim’de, “O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.” (Kevser suresi, 2. ayet.) buyrulur. Hz. Muhammed de (s.a.v.), “Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse mescidimize yaklaşmasın.” (İbni Mâce, Edâhî, 2.) buyurarak, imkânı olan Müslümanları kurban kesmesi konusunda uyarmıştır. Kurban ibadeti, Yüce Allah’a teslim olmayı ve O’nun emirlerine boyun eğmeyi öğretir. İnsanları Allah’a (c.c.) yakınlaştırır, O’nun rızasını kazandırır.

Kurban etinin bir bölümü yoksullara verilir, bir bölümü ev halkı için ayrılır, bir

bölümü de gelen misafirlere ikram edilir. Kurban, toplumda kardeşlik, yardımlaşma

ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Kişiyi bencillikten kurtarır, cömert olmaya yöneltir.

Yapılan yardımlarla zenginle fakir arasındaki bağlar güçlenir.

Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. İsmail (a.s)

Hz. İsmail (a.s.), Hz. İbrahim’in (a.s.) oğludur. Hz. İsmail (a.s.), annesi Hacer ile

birlikte çok küçük yaşlarda babası tarafından Mekke’ye getirildi. Hz. İsmail (a.s.) burada büyüdü. Yüce Allah (c.c.) tarafından kendilerine zemzem ikram edildi.

Hz. İsmail (a.s. büyüyüp olgunlaşınca peygamberlikle görevlendirildi. Hz. İsmail

(a.s.), ailesine namaz ve zekâtı emretti, Rabb’inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.

Allah (c.c.) da Hz. İsmail’i (a.s.) âlemlere üstün kıldı.

Hz. İsmail (a.s.), babası ile birlikte Allah’ın (c.c.) emriyle Kâbe’nin temelini atıp

duvarlarını yükseltmeye başladı. Hz. İsmail (a.s.) babasına taş getirerek yardım etti

ve nihayet Kâbe tamamlandı. Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail (a.s.) Kâbe’nin

çevresinde dönerek Yüce Allah’a “… Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen

hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin.” (Bakara suresi, 127. ayet.) şeklinde dua etti.

Bir Ayet Tanıyorum: En’am suresinin 162. Ayet ve anlamı

Okunuşu: “Kul inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve mematî lillahi Rabbi’l âlemîn.”

Anlamı: “De ki: ‘Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi

âlemlerin Rabbi Allah içindir.’”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

error: Content is protected !!