5.Sınıf Fen Bilimleri 6.Ünite İnsan ve Çevre

5.Sınıf Fen Bilimleri 6.Ünite İnsan ve Çevre
28 Nisan 2024 23:08
108
A+
A-

1.BİYOÇEŞİTLİLİK

Canlılar dünya üzerinde farklı yaşam alanlarında hayatlarını sürdürürler.

Her yaşam alanının farklı özellikleri vardır. Bu özellikler canlıların yeryüzünde dağılışlarını etkiler.

5.SINIF TÜM DERSLERİN PAYLAŞILDIĞI WHATSAPP GRUBU İÇİN TIKLAYINIZ

KİTAP ÇEKİLİŞLERİNİN YAPILACAĞI GRUBUMUZA KATILMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Biyoçeşitlilik(biyolojik çeşitlilik), Bir bölgedeki tüm canlıların sayı ve çeşitçe zenginliğidir.

Bir bölgenin iklim koşulları, yeryüzü şekilleri (ova, dağ, vadi gibi) toprak yapısı, bölgede meydana gelen yeryüzü hareketleri (deprem gibi) ve o bölgedeki canlıların birbirleri ile ilişkileri bölgenin Biyoçeşitliliğin etkiler.

Ülkelerin en büyük zenginlikleri biyolojik çeşitlilikleridir. Çünkü o ülkede yaşayan insanların ihtiyaç duyduğu canlı kaynaklar biyoçeşitliliğin içerisinde yer alır.

Biyoçeşitliliği korumak için; Biyoçeşitlilik yeryüzündeki doğal dengeyi korur, gezegenimizi yaşanabilir bir hâle getirir.

Günümüzde Biyoçeşitliliği tehdit eden unsurların artmasından dolayı, Biyoçeşitliliği koruma yöntemleri büyük önem taşımaktadır. Biyoçeşitlilik yeryüzündeki doğal dengeyi korur, gezegenimizi yaşanabilir bir hâle getirir.

Ayrıca Biyoçeşitlilik sağlık, çevre ve ekonomi üzerinde önemli etkisi vardır. Biyoçeşitliliği oluşturan canlı kaynaklardan biri olan bitkiler, tüm canlıların besin ihtiyacının büyük bir kısmını karşılar. Ayrıca bitkiler ilaç yapımında, mobilyacılıkta, dokumacılıkta ham madde olarak kullanılır.

İnsan faaliyetleri ve doğal afetler sonucu canlıların yaşam alanları tahrip olmakta ve canlılar zarar görmektedir. Birçok canlı türü yok olmakta veya bu canlıların nesli tükenme tehlikesi ile karı karıya kalmaktadır. Bu nedenle Biyoçeşitlilik giderek azalmaktadır.

Moa kuşu ve mamut insan faaliyetleri sebebiyle, dinozorlar ise doğal afetler sonucu nesli tükenen canlılardandır.

Türkiye, Biyoçeşitliliği ve kendine özgü canlı türleri ile dünya üzerinde önemli bir konuma sahiptir. Ülkemizin farklı yüzey şekillerine ve iklimsel özelliklere sahip olması ve üç tarafının denizlerle çevrili olması, birçok farklı canlının yaşamasına uygun ortam sağlar.

Türkiye’nin 500’den fazla özel yaşama alanı çeşidi vardır. 400’den fazla kuş, 500’den fazla balık, 100.000’den fazla omurgasız hayvan türü yaşamaktadır.

Ankara tavşanı, Ankara Kedisi ve Ankara Keçisi, Van kedisi,  Denizli horozu,  Türk tazısı, Akbaş (çoban köpeği türü) köpeği  ve Kangal sadece Türkiye’de yaşayan hayvan türlerindendir. 10.000’den fazla çiçekli bitki ve eğreltiotu vardır. Çitlembik, Gölevez, Hünnap Acur, iğde, alıç, yonca, mürdümük, taflan gibi meyve ve sebzeler de ülkemizin biyoçeşitliliğini artıran biyolojik zenginliklerimiz arasındadır. Kocayemiş  Yaban mersini  Ahlat , Alageyik, Anadolu kaplanı, Su kaplumbağası, Kazdağı göknarı, Sığla ağacı, Datça hurması, kral eğreltisi, günlük ağacı gibi  canlılar Türkiye’ nin biyolojik açıdan zenginleşmesini sağlar.  Ülkemizde gerek doğal sebepler gerekse insanlarımızın biyoçeşitlilik konusunda bilgi sahibi olmamaları, çevre kirliliği, aşırı avlanma, orman yangınları gibi sebeplerle birçok canlı türü yok olurken, birçok canlı da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.

Anadolu leoparı, Asya fili, kunduz, Kafkas bizonu, Orman horozu, Yılanboyun, Asya aslanı bundan yıllar önce ülkemizde yaşamış ancak şuan nesli tükenmiş canlılardır.

Ülkemizde Kelaynak , Alageyik, Anadolu kaplanı, Sülün,  Su kaplumbağası , Akdeniz foku Kardelen çiçeği, Salep orkidesi,Akdeniz foku, kelaynak kuşu, su kaplumbagası, alageyik, bozayı, kardelen çiçeği, Ankara keçisi, tuj koyunu, sülün, salep orkidesi nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerdendir.

ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA BİYOÇEŞİTLİLİĞİ TEHDİT EDEN FAKTÖRLER

1- Aşırı nüfus artışı

2- Çevre kirliliği

3- Doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi

4- Doğal kaynakların aşırı kullanımı

5- Sulak alanların kurutulması

6- Aşırı avlanma

7- Küresel ısınma ve bunun sonucunda oluşan küresel iklim değişiklikleri

8- Erozyon

9- Orman yangınları

10- Aşırı otlatma ve bitkilerin aşırı toplanması

11- Doğal afetler

Biyoçeşitliliğin Korunması İçin Alınması Gereken Önlemler

1. İnsanlar biyoçeitliligin azalmasının getireceği sorunlar konusunda bilgilendirilmelidir.

2. Doğal yaşam alanları ve doğal su kaynakları koruma altına alınmalıdır.

3. Aşırı ve kontrolsüz avlanma, otlatma ve bitki toplama faaliyetlerinin yapılması engellenmelidir.

4. Organik tarım tercih edilmeli, insanlar bu konuda bilinçlendirilmelidir.

5. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan canlılar için tabiat parkları oluşturulmalıdır.

6. Ormanlar tahrip edilmemelidir.

7. Tarım ilaçlarının, deterjanların ve kimyasal maddelerin kullanımı konusunda insanlar bilinçlendirilmelidir.

2. İNSAN VE ÇEVRE İLİŞKİSİ

Tüm canlı ve cansız varlıkların denge içerisinde bulundukları ortama çevre denir.

Çevre; toprak, su, hava gibi cansız varlıklar ile insan, hayvan, bitki gibi canlı varlıklardan oluşur.

İnsanlar beslenme, ısınma, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılarken çevreye zarar verirler.   

Bunun sonucunda doğal kaynaklar azalır, küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi sorunlar ortaya çıkar.

Çevre kirliliği; hava, su, toprak, ses, ışık ve nükleer kirlilik gibi çok farklı şekillerde ortaya çıkar.

SU KİRLİLİĞİ: Dünyamızın 3/4’ü sularla kaplıdır. Endüstriyel ve evsel atıkların, bilinçsiz kullanılan tarım ilaçlarının akarsu, göl ve denizlere karışması su kirliliğine sebep olur. Ayrıca deniz ve okyanuslarda meydana gelen tanker kazaları sonucu suya karışan petrol de su kirliliği sebepleri arasındadır.

Su kirliliği sonucu akarsu ve göllerde toplu balık ölümleri ortaya çıkarken deniz ve okyanuslarda biyoçeşitlilik azalmaktadır.

TOPRAK KİRLİLİĞİ: Toprak birçok canlının yaşama alanıdır. Bilinçsizce çevreye bırakılan sanayi atıkları ve pillerin içeriğindeki kimyasal maddeler zamanla toprağa karışarak toprağı kirletir. Ayrıca tarımda kimyasal maddelerin kullanılması ve aşırı gübreleme gibi olaylar da toprak yapısını bozar ve toprak kirliliğine sebep olur.

Toprak kirliliği canlıların yaşam alanlarını yok ederek biyoçeşitliliği azaltır. Tarımda kullanılan kimyasal maddelerden dolayı, bu bitkileri tüketen insanların sağlığı bozulur. Nükleer atıkların toprağa bırakılması toprağı kirleterek tüm canlıların hayatını tehdit eder. İnsanlarda kan kanseri, troid kanseri gibi hastalıklara sebep olur.

HAVA KİRLİLİĞİ: Evlerden, otomobillerden, fabrikalardan, enerji santrallerinden çıkan gazlar havayı kirletir. Kalitesiz kömür kullanılması, motorlu taşıtlar, düzensiz şehirleşme hava kirliliğinin sebeplerindendir. Hava kirliliği ile zehirli gazlar asit yağmurlarına, sera etkisine ve ozon tabakasının incelmesine sebep olur.

Havaya karışan zararlı gazlar havadaki su buharı ile birleşerek asit yağmurlarını oluşturur. Asit yağmurları doğadaki canlı ve cansız varlıklara zarar verir. Asit yağmurları doğadaki bitkilerin ölmesine ve tarihî eserlerin aşınmasına sebep olur.

Atmosferde yer alan ozon tabakası güneşin zararlı ışınlarının yeryüzüne ulaşmasını engeller. Deodorant, klima ve buzdolabı yapımında kullanılan gazlar ozon tabakasının incelmesine sebep olur. Böylece güneşin zararlı ışınları yeryüzüne ulaşır ve canlılara zarar verir.

Güneş’ten gelip Dünya’dan yansıyan güneş ışınlarının bir kısmının atmosferdeki bazı gazlar ve su buharı tarafından tutulmasına sera etkisi denir.

Hava kirliliği sonucunda yeryüzünün gereğinden fazla ısınmasına sebep olur. Bu durum küresel iklim değişikliğine yol açar. Küresel iklim değişikliği; iklimsel özelliklerin değişmesine, buzulların erimesine, denizlerin su seviyesinin yükselmesine yol açar. Buzulların erimeye başlamasıyla, özellikle kutup bölgelerinde yaşayan canlı türleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

ÇEVRE KİRLİLİGİNE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER        

1. İnsanlara çevre bilinci kazandırılmalıdır.

2. Sanayi kuruluşlarına ve kanalizasyon şebekelerine arıtma tesisi kurularak atık sular arıtılmalıdır.

3. Kâğıt, cam, plastik, pil gibi atıklar geri dönüşüm kutularına atılmalıdır.             

4. Ev ve fabrika bacalarından çıkan gazlar ile araçların egzozlarından çıkan gazlar için filtre kullanılmalıdır.             

5. Doğal bitki örtüsü korunmalı ve yeni yeşil alanlar oluşturulmalıdır.

6. Tıbbi atıklar toprağa ve suya karışmayacak şekilde yok edilmelidir.

7. Nükleer atıklar doğaya zarar vermeyecek şekilde depolanmalıdır.

 8. Enerji elde etmek için katı ve sıvı yakıtlar yerine güneş, rüzgâr gibi kaynaklar kullanılmalıdır.

9. Nesli tükenmekte olan canlı türleri koruma altına alınmalıdır.

Türkiye’de ve dünyada çevrenin korunması ve geliştirilmesi için çeşitli kurum ve kuruluşlar faaliyet göstermektedir. Türkiye’de bu konuda en yetkili kurum Çevre ve Orman Bakanlığıdır.

TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) ve ÇEVKO (Çevre Koruma ve Araştırma Vakfı) gibi birçok kurulu halkın bilinçlendirilmesi ve çevrenin korunması için faaliyet gösterir.

BİLİMİN KAHRAMANLARI

RACHEL LOUISE CARSON (Reyçıl Luiz Karsın, 1907-1964)

Rachel Louise Carson (Reyçıl Luiz Karsın) yazar, biyolog ve çevre korumacısıdır. ABD’de 1940’lı yıllarda sıkça kullanılan ve bir mucize ilaç olarak görülen DDT adlı böcek ilacı üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınmıştır. Bu ilacın yalnızca tarım zararlılarını öldürmekle kalmadığını, bütün çevreye zarar verdiğini bitkilerde depolanarak insanlarda zehirlenmelere, sakat doğumlara ve ölümlere neden olduğunu açıklayan bir kitap kaleme aldı.  Bu kitap, sonraları insanların çevre sorunlarının üstüne düşünmesine ve insanlarda çevre bilinci oluşmasına büyük katkı sağladı.

3.YIKICI DOĞA OLAYLARI

Doğada meydana gelen, can ve mal kaybına neden olan olaylara yıkıcı doğa olayları veya doğal afetler denir. Deprem, volkanik patlamalar, sel, kasırga, hortum ve heyelanlar yıkıcı doğa olaylarındandır.

DEPREM

Yer kabuğu parçalardan oluşur. Bu parçalara levha denir. Bu levhalar sürekli hareket hâlindedir. Levhaların hareketi sırasında yer kabuğunu oluşturan kayalar sıkışabilir, kırılabilir veya yerlerinden oynayabilir. Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin yeryüzünü sarsma olayına deprem denir.

DEPREM ÖNCESINDE YAPILMASI GEREKENLER

Depremler önlenemese bile alınacak küçük tedbirlerle zararları azaltılabilir. Meydana gelen bir depremden zarar görmemek için öncelikle yaşam alanınızı sarsıntılardan etkilenmeyecek bir hale getirmeniz hem yaralanmaları hem de eşyalarınızın zarar görmesini engelleyecektir.

Deprem çantasında bulunması gerekenler:

– Pilli radyo, el feneri, yedek piller

– İklime uygun giysiler

– Yeterli miktarda içme suyu

– İlk yardım çantası

– Uyku tulumu, battaniye

– Çakı, düdük, makas

– Yüksek kalorili, vitamin ve karbonhidrat içeren su kaybını önleyen ve dayanıklı çabuk bozulmayan gıdalar

– Önemli belge fotokopileri (Diploma, pasaport, kimlik, banka cüzdanı, tapu v.b)

DEPREM SIRASINDA YAPILMASI GEREKENLER

Deprem sırasında her şey çok hızlı geliştiğinden kendimizi korumak için yapmamız gerekenleri düşünme süremiz çok azdır. Bu nedenle yapmamız gerekenleri önceden bilmemiz bize zaman kazandırır. Deprem sırasında binaları yıkan, zarar veren sarsıntı ilk hissettiğimiz sarsıntıdan birkaç saniye sonra meydana gelir. İşte bu sarsıntıdan önce güvenli bir yere ulaşıp en güvenli pozisyonda olmamız gerekir.

Deprem sırasında evdeyseniz:

-Öncelikle sakin olmalısınız.

-Evdeki yanan ocakları, vanaları kapatmalısınız.

-Evden hemen çıkmayı düşünmeyin, kendinizi bulunduğunuz yerde emniyete almaya çalışın.

-Sarsıntı sırasında başınıza düşecek cisimlerin (duvardaki tabloların, süs eşyalarının, kitap raflarının) olduğu yerler tehlikelidir. Devrilebilecek mobilyalar tehlikelidir. Pencere kenarları, hem dış duvar olduklarından hem de camları kırılacağından tehlikelidir.

-Oturma ya da çalışma odasında iseniz, sağlam olduğunu düşündüğünüz bir eşyanın yanında uygun pozisyonda durunuz. Mutfak tezgâhı, çamaşır makinesi, yatak, küvet gibi sağlam olduğunu düşündüğünüz eşyaların yanına diz çökerek, ellerinizle başınızı koruyacak şekilde durunuz.

Deprem sırasında dışarıdaysanız:

-Öncelikle sakin olmalısınız.

-Düşen cam parçalarına, reklam panolarına dikkat ediniz ve başınızı korumaya çalışınız.

-Deprem anında yakınınızdaki binalardan, üzerinize düşerek size zarar verebilecek yapılardan uzaklaşınız.

-Tünel ve köprü giriş çıkışlarından uzak durunuz.

-Elektrik tellerine, yıkılabilecek yapılara dikkat ediniz.

Deprem sırasında okuldaysanız:

-Öncelikle sakin olmalısınız.

-Başınızı çantayla koruyarak sıranın yanındaki koridorda uygun pozisyonda durunuz.

-Deprem sona erince öğretmenlerinizin uyarı ve isteklerini yerine getirerek düzenli bir şekilde okul bahçesine çıkmalısınız.

HEYELAN

Yağışların etkisiyle toprağın alt tabakalarının gevşemesi sonucu üst tabakanın yerinden oynayarak hareket etmesine heyelan ya da toprak kayması denir. Eğimin fazla olması, yağışlar, toprağın yapısı heyelana sebep olan etkenlerdendir. Bunun yanı sıra depremler de heyelana sebep olabilir.

Heyelandan korunmak için:

Yerleşim yerleri heyelan ihtimali olan bölgelere kurulmamalıdır. Özellikle eğimli arazilerde doğal bitki örtüsü korunmalıdır. Ağaçlandırma yapılmalıdır. Suyun kolayca akıp gitmesi ve heyelana sebep olmaması için yamaç boyunca su kanalları açılmalıdır. Heyelan ihtimali olan yamaçlarda yol ve kazı çalışmaları dikkatli yapılmalıdır. İstinat duvarı yapılmalıdır.

SEL

Belli bir bölgede bulunan toprağın tamamen ya da kısmen su altında kalması durumuna sel denir. Bir akarsu ya da nehrin şiddetli yağışlar sonucunda yatağından taşması ya da deniz suyunun fırtına sonucunda karaya sürüklenmesi sele sebep olabilir.

KASIRGA

Kasırga en yıkıcı doğa olaylarından biridir. Hızları saatte 120 km ve daha fazla olabilen kuvvetli rüzgârlara kasırga denir. Okyanuslar üzerinde oluşan kasırgalar belli yollar üzerinden karalara doğru ilerler. Genellikle hortumlara da sebep olur. Oldukça yıkıcı etkileri vardır. Ciddi can ve mal kaybına sebep olabilir.

HORTUM

Havadaki değişimlere bağlı oluşan, kendi ekseni etrafında dönerek hareket edebilen, yüksek hızlara ulaşabilen ve yıkıcı etkileri olan şiddetli bir rüzgâr çeşididir. Hortum ciddi can kayıpları ve yaralanmalara sebep olabilir.

Ayrıca binalar, altyapılar, enerji ve iletişim hatları üzerinde ciddi hasarlar bırakabilir.

Hortum öncesinde;

Öncelikle tüm afetleri kapsayacak şekilde “afet ve acil durum aile planı” ile “afet ve acil durum çantası” hazırlamalısınız.

TV’de, radyoda veya sosyal medyada Meteoroloji Genel Müdürlüğünden ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla gelebilecek uyarıları takip etmelisiniz. Sığınacak bir yer planlamalısınız.

Hortum sırasında bina içindeyseniz;

Elektrik şalterini, su ve doğalgaz vanalarını kapamalısınız. Sığınağınız varsa hemen sığınağa gitmelisiniz. Sığınağa ulaşmak için asansörleri kullanmamalısınız. Sığınağınız yoksa banyo, koridor gibi penceresiz yerlere sığınmalısınız. Kapı ve pencereleri kapalı tutmalısınız. Sağlam bir nesnenin veya eşyanın yanına diz çökerek ellerinizle başınızı koruyacak şekilde durunuz. Hortum bitinceye kadar bu şekilde bekleyiniz. Vücudunuzu battaniye ya da benzeri kalın örtülerle koruyabilirsiniz.

Hortum sırasında dışarıdaysanız;

Öncelikle sığınacak güvenli bir yer aramalısınız. Uçuşabilecek parçalara karşı öncelikle başınızı korumalısınız. Köprü, üstgeçitler ile enerji nakil hatlarından uzak durmalısınız. Düz ve alçak alanları sığınmak için tercih etmelisiniz. Bir aracın içinde sığınmanız gerekirse, emniyet kemerini takarak başınızı bir örtüyle koruyunuz.

VOLKANIK PATLAMALAR

Yer altındaki sıcaklığı çok yüksek olan erimiş kayaların (magma) yer kabuğundaki açıklıklardan püskürerek dışarı çıkmasına volkanik patlama denir. Püskürme sırasında yüzeye çıkan magmaya lav denir. Lavlar çok yüksek sıcaklıkta olduğu için etrafına zarar verir.

Yanardağ patlamalarına karşı alınması gereken önlemler:

Yanardağa yakın bölgelerde yerleşim alanları oluşturulmamalıdır. Aktif yanardağların uzağında durulmalıdır. Ülkemizde aktif yanardağ yoktur fakat tekrar aktif olma ihtimali her zaman mevcuttur.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

error: Content is protected !!