Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2024-2025 Eğitim Öğretim yılı Yenilenen 6.Sınıflar Sosyal Bilgiler 6.Ünite (Etkin Vatandaşlık) Ders Notları aşağıda paylaşılmıştır.
Ders Notlarının Videoları da önümüzdeki günlerde paylaşılacaktır.
Yine konuların pekişmesini sağlayacak olan test ve etkinlikler de buradan paylaşılacaktır.
Sosyal Bilgiler Dersi 6.Ünitesi olan Etkin Vatandaşlık Ünitesi 6 konudan oluşmaktadır.
Bu Konular:
1. Yönetim Biçimleri
2. Kuvvetler Ayrılığı
3. Yönetimi Etkileyen Unsurlar
4. Demokrasinin Önemi
5. Anayasaya Göre Hak ve Sorumluluklarımız
6. Türklerde Kadın Haklarının Gelişimi
https://youtu.be/dImC5gdK2d4
VIDEO
6.ÜNİTE ETKİN VATANDAŞLIK GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YÖNETİM BİÇİMLERİ Devlet: belirli bir toprak parçası üzerinde yaşayan, siyasi ve hukuksal açıdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu düzene denir. Yönetim: egemenliğin nasıl kullanıldığını ifade eden bir durumdur. Egemenlik: en üstün karar verme hakkı ve yetkisi demektir. Bir ülkede en son ve kesin kararı kim veriyorsa egemenlik o güce aittir. Demokrasi: Yunancada halk anlamına gelen “demos” ile güç, kudret iktidar ve yönetim anlamına gelen “kratos” kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelir. Halkın egemenliğine dayanan yönetim şekli olarak tanımlanır.Demokrasi temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir sistemdir. Demokrasi bir hoşgörü ve erdemlilik rejimidir. Demokrasilerde güç ve iktidar hiç kimsenin ya da grubun tekelinde değildir. Demokrasilerde halk egemenliği, halkın belirledikleri temsilciler aracılığıyla gerçekleşir. Demokratik yönetimler katılımcı vatandaşa ihtiyaç duyar, bu durum da düşünce ve ifade özgürlüklerini gerektirir. Hak ve özgürlüklerini kullanamayan milletler egemenlik kuramazlar. Demokrasiyi diğer yönetimlerden ayıran budur. DEMOKRASİNİN TEMEL İLKELERİ: Millî Egemenlik: Yönetim şeklinin demokrasi olabilmesi için egemenliğin millete ait olması gerekir. Millet, bu hakkını temsilcileri (milletvekilleri) aracılığı ile kullanır. Yönetenler, gücünü milletten alır. Hiç kimse zorla iş başına gelemez. Bu ilke anayasamızda şöyle belirtilmiştir: “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”Hürriyet ve Eşitlik: Hürriyet (özgürlük), başkalarına zarar vermeden ve kanunlara aykırı olmamak üzere, kişinin dilediğini düşünebilmesi ve yapabilmesidir. Eşitlik, herkesin yasalar karşısında aynı haklara sahip olmasıdır. Yasalar karşısında herkes eşittir. İnsanlar arasında dil, din, ırk, cinsiyet ve düşünce ayrımı yapılamaz. Siyasi Partiler: Demokrasilerde birbirinden farklı düşüncelere sahip birçok siyasi parti vardır. Toplumsal konularla ilgili olarak birbirine yakın görüş ve düşüncelere sahip kişilerin oluşturdukları siyasal topluluklara siyasi parti denir. Kişiler kurulmuş olan siyasi partilerden birine üye olabilirler. Demokrasilerde hükümeti kurma görevi, genellikle seçimler sonunda en çok milletvekili kazanan partiye verilir. Hükümeti kuran partiye iktidar partisi denir. Diğer siyasi partiler ise muhalefet partileri olarak adlandırılır. Seçimler ve Temsil: Milletin egemenliği seçme ve seçilme hakkının kullanılmasıyla ortaya çıkar. Seçim, demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir. Çoğulculuk ve Katılım: Demokrasilerde çoğunluğun düşüncelerinin yönetime yansıması gerekir. Katılım ne kadar çok olursa demokrasi adına o kadar olumlu olur. Demokrasilerde katılım ve çoğunluğun düşüncelerinin yönetime yansıması ve azınlıkta kalanların haklarının korunması esastır. Hukukun Üstünlüğü: Demokrasilerde hukukun üstünlüğü ilkesi benimsenmiştir. Demokrasinin sağlıklı işlemesi için yasal düzenlemeler yapılması gereklidir. BAŞLICA YÖNETİM BİÇİMLERİ MONARŞİ: Tüm yetkilerin ve güçlerin tek kişide toplanmasıdır. Seçim dışı yöntemler kullanılır. Yetki, genellikle miras yoluyla (babadan oğula- saltanat) geçer ve tek bir kişide toplanır. Bu kişi kral, prens, padişah, çar olabilir Bu kişinin emirleri tartışılmaksızın kabul edilir. Yasama, yürütme ve yargı yetkileri bu kişinin elindedir. Kimseye hesap vermez. Bazı monarşi yönetimlerinde mutlak idarecinin yanında meclis de olabilir. Bu tür monarşilere meşruti monarşi denir. Osmanlı Devleti 1876 yılından itibaren meşruti monarşiye geçmiştir. Geçmişte monarşi ile yönetilen ülkeler; Roma İmparatorluğu, Rusya, İngiltere Osmanlı Devleti, Fransa. Günümüzde ise Suudi Arabistan, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, İngiltere, İspanya, Hollanda, Japonya monarşik devletlerdir. OLİGARŞİ:Belli bir sınıfın, grubun ya da küçük bir azınlığın egemenliği ve yönetimi altında tutulan yönetim şeklidir. Asiller meclisi vardır. Bu meclis krala yaptırım uygulayabilir. Meclisin kararlarına uymayan kral görevden alınabilir Kral yetkilerini bu meclisten alır Geçmişte oligarşi(aristokrasi) ile yönetilen ülkeler; Eskiçağ’da Roma ve Eski Yunan Günümüzde Cezayir, Irak ve Suriye gibi ülkeler oligarşik devletlerdir. TEOKRASİ:Bir ülkedeki siyasal yapılanma, devletin yönetim organları tüm siyasal ilişkilerin dinî kurallara göre düzenlenip yürütüldüğü yönetim biçimidir. Geçmişte teokrasi ile yönetilen ülkeler; Osmanlı Devleti, Emeviler, Abbasiler. Günümüzde İran, Vatikan, İsrail teokratik devletlere örnek olarak gösterilebilir. CUMHURİYET:İnsanların eşitliğe, seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu yönetim biçimidir. Yönetim ve güç halkın kendisinin seçtiği kişilere aittir. Yöneticiler millet tarafından belirli süreler için seçilir. Kişilerin vazgeçilmez hak ve hürriyetleri vardır. Yasaların üstünlüğü vardır. Buna herkes uymak zorundadır. Halk memnun olmadığı yöneticileri seçimle değiştirebilir Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa, Kanada demokratik devletlerdir DEMOKRATİK DEVLET VE ORGANLARI Devlet, toplum yararına çalışan, toplum içerisinde ilişkileri düzenleyen, toplumun uyacağı kuralları koyan ve halkını iç ve dış tehditlere karşı koruyan düzene denir. Anayasamıza göre egemenliğin sahibi Türk milletidir. Millet, egemenlik hakkını Anayasanın koyduğu esaslara göre yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, yasama TBMM, yürütme hükümet, yargı ise bağımsız mahkemeler tarafından yapılır. Bu faaliyetlerin ayrı ayrı organlar tarafından yerine getirilmesine “Güçler Ayrılığı İlkesi” denir. YASAMA: Yasama, kanun ya da yasa çıkarma gücüdür. Ülkemizde yasama gücü Türk milleti adına TBMM’ye verilmiştir. Devletimizin ilk meclisi 23 Nisan 1920’de açılmış, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” ifadesi hayata geçmiştir. TBMM, 600 milletvekilinden oluşur. Seçimler 5 yılda bir yapılır. 18 yaşını dolduran her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı milletvekili seçilebilir. TBMM’NİN GÖREVLERİ Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak Bakanları denetlemek Para basılmasına karar vermek Savaş ilanına karar vermek Uluslararası antlaşmaları onaylamak Genel ve özel af ilanına karar vermek TBMM, seçimlerin yenilenmesine karar vermek YÜRÜTME: Yürütme gücü kanunları uygulama gücüdür. Ülkemizde 40 yaşını geçmiş, yükseköğretim mezunu olan herkes 5 yıllığına iki dönem için cumhurbaşkanı olabilir. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne göre cumhurbaşkanı hem hükûmetin hem de devletin başıdır. Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. CUMHURBAŞKANININ GÖREVLERİCumhurbaşkanı devletin başıdır. Uluslararası anlaşmaları onaylamak ve yayınlamak TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek Kanunları onaylamak ve Resmî Gazete’de yayınlatarak yürürlüğe koymak Millî Güvenlik Kuruluna başkanlık yapmak TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak Devleti yurt içinde ve dışında temsil etmek Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atamak ve görevlerine son vermek YARGI: Yargı bireylerin kendi aralarında veya devletle olan ilişkilerindeki uyuşmazlıkları çözme işidir. Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır. Ülkemizde yargı yetkisi, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, İdare Mahkemeleri gibi çeşitli mahkemeler tarafından kullanılır. KARAR ALMA SÜRECİNDE BEN DE VARIMYönetimde Karar Alma Sürecini Etkileyen Unsurlar: SİYASİ PARTİLER: Siyasi görüşlerini ve programlarını devlet yönetimine uygulayabilmek için seçim yoluyla yönetime gelmeye çalışan teşkilatlara siyasi parti denir. Siyasi partiler yönetimin karar alma sürecini etkileyen önemli unsurlardan birisidir. Siyasi partiler yönetime yani iktidara gelebilmek için diğer partilerle rekabet hâlindedirler. Bu nedenle liderlerini, düşüncelerini, yapmak istedikleri çalışmaları seçmenlere tanıtmaya çalışırlar. Bu çalışmalara kısaca propaganda denir. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI: Devletin dışında birtakım siyasal, kültürel, ekonomik ve sosyal faaliyetleri yürüten gönüllü kuruluşlara sivil toplum kuruluşu adı verilir. STK’lar dernek, vakıf, sendika gibi isimlerle faaliyet yürütürler. Bir soruna çözüm bulmak, farkındalık oluşturmak veya çalışanların haklarını korumak için kurulan sivil toplum kuruluşları bu amaçlarını kamuoyu oluşturarak gerçekleştirmeye çalışır. MEDYA: Toplumda sözlü veya yazılı haber alma imkânını sağlayan televizyon, Genel Ağ, radyo, gazete, dergi vb. kitle iletişim araçlarının oluşturduğu basın yayın organlarına medya denir. Medya toplumun yönlendirilmesi ve kamuoyu oluşturmada etkin bir güçtür. Ayrıca toplumda sosyal medya kullanımı da son yıllarda artış göstermektedir. Kamuoyu: Yönetimin karar alma sürecini etkileyen bir diğer önemli unsur da kamuoyudur. Toplumun bir kısmının ya da bütününün herhangi bir konudaki kanaatlerine ya da fikirlerine kamuoyu denir. Bireyler oluşturdukları kamuoyu sayesinde yönetimin kararlarında etkili olurlar. Örnek olarak bir sorunla karşılaştıklarında kanunlar çerçevesinde toplanıp gösteri yapabilir veya Genel Ağ ortamında bir araya gelerek yardım faaliyetine destekte bulunabilirler.HAYATIN İÇİNDE DEMOKRASİ Demokrasi, halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, halk iradesi demektir. Demokratik yönetimlerde halk, seçimler yoluyla yönetime katılır. Bu seçimler eşit, gizli oy ve açık sayım esasına göre yapılır. Demokrasi bilinci ilk olarak toplumun temel taşı olan ailede başlar. Ailemizde kararlar alınırken evdeki herkesin görüşünün alınması demokratik olduğumuzu gösterir. İnsanların aileden sonra demokrasi bilinci kazandığı diğer bir yer de okuldur. Sınıf başkanlığı seçimi, sınıfta öğrencilerin görüşlerini özgür bir şekilde ifade etmesi hayatımızdaki demokrasinin en güzel örneğidir. 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir. Ülkeyi yönetecek kişiler seçimle iş başına gelir. Ancak dünyada ve ülkemizde geçmişte yaşanan bazı girişimler demokrasiye zarar vermiştir. Bunun en son örneği yakın tarihimizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe ve işgal girişimidir. Ancak milletimiz bu darbe ve işgal girişimine geçit vermemiştir. 15 Temmuz gecesinde yediden yetmişe çocuğu, genci, yaşlısı, kadını ve erkeğiyle vatanını savunan aziz milletimiz demokrasi etrafında birleşmiştir. Darbe girişiminin engellenmesiyle, ülkemiz bir işgal girişiminden daha kurtulmuştur. O günü unutmamak, o günün şanlı direnişini ve ruhunu gelecek nesillere aktarmak amacıyla 15 Temmuz “Demokrasi ve Millî Birlik Günü” olarak kabul edildi. HAKLARIMIN BİLİNCİNDEYİM Temel Haklarımız İnsan hakları, insanların doğuştan sahip olduğu evrensel nitelikte olan haklardır. Temel hak ve özgürlükler, anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. Anayasamızın 12. maddesince kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.” ifadesi yer almaktadır. Temel haklar bizim anayasamızda da temel hak ve özgürlükler başlığı altında “Kişi Hakları’’, “Sosyal ve Ekonomik Haklar’’, Siyasi Haklar” olarak üç grupta ele alınmıştır. Bazı Önemli Hak ve Ödevlerimiz Yaşama Hakkı: En temel hakkımız yaşama hakkıdır. Çünkü bu hakkımız olmadan diğer haklarımızı kullanamayız.Kişi Dokunulmazlığı Hakkı: Bu hakkın bir gereği olarak bir kişinin isteği olmadan ya da yasalarla belirtilen durumlar dışında vücut bütünlüğüne dokunulamaz. Kişinin üzerinde rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneyler uygulanamaz. Özel Hayatın Gizliliği: İnsanların kendine özel eşyaları, ailesi ya da bir yaşamı vardır. Özel hayatımızda başkaları ile paylaşmak istemediğimiz bilgiler ya da olaylar olabilir. Çünkü onlar sadece bize aittir. Sözgelimi günlüğümüzü bir başkası bizden habersiz alıp okuyamaz. Devlet anayasa ile özel yaşamın gizliliğini güvence altına almıştır.Konut Dokunulmazlığı: Anayasa’ya göre kimsenin konutuna kanuni zorunluluklar dışında izinsiz girilemez.Haberleşme Hürriyeti: Özel yaşamın bir parçası olan haberleşme özgürlüğü ve haberleşmenin gizliliği güvence altındadır. Yasal haller dışında kimsenin telefonunun dinlenememesi bu özgürlükle ilgilidir.Eğitim ve Öğrenim Hakkı: Ülkemizde 12 yıllık zorunlu eğitim uygulanmaktadır. Hiç kimse kişilerin bu hakkını kullanmasını engelleyemez. Herkes kişisel özelliklerine, isteğine ve başarılarına göre çeşitli okullarda okuyabilir. Eğitim hakkı engellenemez. Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması Hakkı: Devlet, herkesin hayatını, sağlıklı bir şekilde sürdürmesini sağlayabilmek için sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Düzenli ve temiz bir çevre oluşturmak sadece devletin görevi değil hepimizin görevidir.Seçme Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakları: Demokrasinin temel ilkelerinden olan seçme seçilme yani ülke yönetimine katılmak en temel vatandaş haklarındandır. Ülkemizde milletvekili seçme ve seçilme yaşı 18’dir. Aynı düşünceye sahip bireyler siyasi partiler kurarak görüşlerini ülke yönetimine yansıtma hakkına sahiptirler. Vatan Hizmeti ve Vergi Ödevi: Askerlik yapmak, vergi vermek, kanunlara uymak ve seçimlerde oy kullanmak vatandaşlık görevlerimizdendir.Dilekçe Hakkı: Karşılaştığımız herhangi bir sorunun çözümü için yetkili makamlara dilekçe ile başvurabiliriz. Bu uygulama kurumlar ile vatandaş arasındaki en etkili ve resmi iletişim biçimidir. Bu hakkımız Anayasa ile güvence altına alındığından hiç kimse bu hakkımızı kullanmamızı engelleyemez. DÜNDEN BUGÜNE TÜRK KADINI Geçmişte Türk Devletlerinde Kadının Yeri İlk Türk devletlerinde ve Türkler Anadolu’ya gelip yerleştikten sonrada Türk kadını her alanda Türk erkeği ile birlikte olmuştur. Ülkesi adına önemli işler başarmıştır. Türk kadını, Orta Asya Türk Devletlerinde toplumsal alanda büyük ölçüde erkeklerle eşitti. Hun hükümdarı eşi ile beraber toplantılara katılırdı. Kurultayda hatunlar, önemli kararların alınmasında etkili olurdu. Türk kadını, erkekler gibi ata biner ve kılıç kullanırdı Anadolu’nun Türkleşmesinde Türk kadının büyük rolü vardır. Ahi teşkilatının bir kolu olan Bacıyan-ı Rum (Anadolu kadınları) teşkilatı Anadolu’nun Türk yurdu olmasında etkili olmuştur. Bunun yanında kadınlar, vakıflar kurup toplumsal alanda da çalışmalar yapmışlardı. Toplumsal gelişmelerle birlikte kadın haklarında yeterli gelişme sağlanamadı. Selçuklu ve Osmanlı döneminde ise kadınlar sosyal hayatta pek çok vakıf eseri yaparak çeşitli hizmetlerde bulunmuşlardır. Millî Mücadele yıllarında, erkeği cepheye giden Türk kadını, çocuğunu yetiştirmiş ve evinin geçimini sağlamıştır. Hatta silah ve cephane taşıyarak savaşa katılmıştır. Bu dönem kadınlarına Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye, Teğmen Fatma Hanım vb. örnek verilebilir. Cumhuriyet Dönemi ve Günümüzde Kadının Yeri Kadınlar, Cumhuriyet’in ilan edilmesinin ardından çıkarılan Medeni Kanun’la (1926) sosyal, ekonomi, hukuk alanlarında önemli haklara kavuştular. Türk kadını 1930 yılında belediye seçimlerine katılma hakkı elde etmiştir. 1933 yılında muhtar ve ihtiyar kuruluna seçme ve seçilme hakkı, 1934 yılında genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Günümüzde ise toplumsal, siyasi ve ekonomik gibi pek çok alanda kadınlar önemli görevler almışlardır. Ancak son yıllarda kadınlara yönelik şiddet olayları ve cinayetler ise artarak devam etmektedir. Kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik zarar veren ya da verebilecek eylemler kadına yönelik şiddet olarak tanımlanır. Pozitif ayrımcılık toplum içinde yeri daha zayıf olanı kollamaktır. Kadına yönelik şiddetlerde pozitif ayrımcılık yapılarak kadınlar korunmalı ve kollanmalıdır.